
''Son günlerde Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Orgeneral Aydoğan BABAOĞLU ile ilgili olarak bazı basın yayın organlarında haberler yer almaktadır.
Hava Kuvvetleri Komutanımızın Antalya’da bulunduğu sırada, 4 Ekim 2008 Cumartesi günü akşam saatlerine kadar olan sürede, Bayraktepe bölgesinde meydana gelen çatışma sonucunda verilen şehitler hakkında bir bilgisi olmamıştır.
Gerçeğin böyle olmasına rağmen konunun teyit edilmeden Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma amaçlı olarak kullanılması üzücü ve düşündürücüdür.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.''
Özrü kabahatinden de beter bir durumla karşı karşıyayız. Gerçekten inanması çok zor olsada hadi diyelim komutan gerçekten olaydan haberdar olmadı, ama bu açıklama ile komutanımıza yönelik haklı eleştiriler orduya yönelilk saldırı ve düşmanlık şeklinde lanse ediliyor. Ülkemizin en önemli kurumu olan TSK'nın bu duruma düşmesi bence çok vahim bir durum. Verilen şehitler ve terörle mücadele konusunda farklı yaklaşımların olduğu bu günlerde milletimizin duygularını derinden sarstı ve başta orgeneralimiz olmak üzere TSK'ya duyulan güveni zedeledi. Bunun yanında Milliyet'ten Fikret Bila köşesinden Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aydoğan Babaoğlu'nun savunmasını yaptı (http://www.milliyet.com.tr/Yazar.aspx?aType=YazarDetay&Date=12.10.2008&ArticleID=1000816&AuthorID=61&b=&a=Fikret%20Bila&ver=00). Yazıda komutanımız saldırının ardından müdahale yapıldığını ve gerekli cevabın F-16 uçaklarımızla verildiğini anlatıyor. Ama bir söz benim çok dikkati

''Dolayısıyla Türk Hava Kuvvetleri'nin hizmetinde en küçük bir aksama olmamış ve her zaman olduğu gibi benim verdiğim emirle görev yerine getirilmiştir."
Benim verdiğim emirle... yani Sayın Aydoğan Babaoğlu bu olaydan haberdardı demek oluyor bu. Haberdardı ve gerekli emirleri verdi ama golfüde bırakıp gidemedi, bunu anlıyoruz buradan. İşte bir tezatlık daha. Genelkurmay basın açıklamasında olaylar hakkında bilgisi yoktu demişti. Şimdi biz hangisine inanacağız?
Terörün çok can yaktığı böyle bir vakitte bizim çok daha ciddi konuları yani terörle mücadele yöntemlerini, şehitlerimizi, hâli harap karakollarımızı, yeni özel harekât kuvvetlerini tartışmamız gerekirken biz komutanımızın yaptığı davranışı ve kendini savunma yöntemini tartışıyoruz. Bence burada Genelkurmay komutanı desteklemek uğruna komik duruma düşüp, eleştirilere sert cevap vereceğine; bu olay karşısında gerekli cevabı sayın komutanımıza vermelidir.
Bu vesile ile bir kez daha Aktütün Karakolu'nda ve Diyarbakır'da şehit olan güvenlik güçlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa, şehitlerimizin yakınlarına ve tüm milletimize baş sağlığı dilerim. Abdülkadir SARIBAY (Gazi Üniversitesi Makina Mühendisliği)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder